Dağlar!
Ansızın, heybetli, başı duman
Kopan bir kaya; belirsiz...
Yârin saati yok, geçitlerde kar
Yâr yüzü ifadesiz!
Yeryüzünde bir türkü sesi:
"Yâr, dağların arkasında yâr"
Dizilmiş ard arda seyyâreler
Felek toplamış gelmiş cefasını
Bir parıltı, bir ışık beklenir aydan güneşten,
Yıldız kayar yakın gökte, tesellisiz
"Yâr...! Yıldızlar sana bakar"
Dur-duraksız seyyah
Baş aşağı, uygun adım, dağlardan kopuk
Beklemek, durmak, dönmek haram
"Yâr! Nehirler sana akar"